İsrail’deki yüksek öğretim kurumlarında çalışan akademik personel ve yöneticiler, “İsrail Hükümetine Savaşın Bitirilmesi ve Rehinelerin Geri Getirilmesi Çağrısı” başlıklı ortak bir açıklamaya imza attı. 1400’ü aşkın kişinin imzaladığı ortak açıklamada, İsrail hükümetine Gazze’deki savaşın derhal bitirilmesi ve Gazze’de rehin tutulan kişilerin derhal serbest bırakılmasının sağlanması çağrısında bulunuldu.
‘ASKERİ YETKİLİLER DAHİ BU AMACI GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ BULUYOR’
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, akademisyenler, açıklamalarında, “Biz İsrail’deki akademik kurumların öğretim görevlileri ve yönetim personeli olarak, İsrail hükümetine Gazze’deki savaşı gecikme olmaksızın bitirme ve rehinelerin derhal geri getirilmesini sağlama çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. Akademisyenler, bu iki talebin ‘İsrail’in çıkarlarıyla uyumlu ahlaki zorunluluklar olduğunu’ ifade etti.
İsrail’in 7 Ekim 2023’te Hamas tarafından düzenlenen saldırıya karşı kendini savunma hakkı olduğunu belirten akademisyenler, ‘baştaki amacın tüketildiğini’ kaydetti. Akademisyenler, bunun sebebinin kısmen hükümetin savaşın ötesinde stratejik ya da siyasi bir vizyon ortaya koymaktan kasıtlı olarak kaçınması olduğunu, hükümetin bunun yerine tanımlanmamış bir ‘topyekun zafere’ atıfta bulunarak amacını bu şekilde kavramsallaştırdığını belirtti. Açıklamada, bazı üst düzey askeri yetkililerin dahi bu amacı gerçekleştirilemez bulduğu ve daha fazla rehinenin ölümüyle sonuçlanabileceğini düşündüğü vurgulandı.
‘MEŞRU MÜDAFAA HAKKI GERÇEKÇİ BİR SON OLMADAN SAVAŞ YÜRÜTME HAKKI VERMİYOR’
Ortak açıklamada, meşru müdafaa hakkının ‘gerçekçi bir son ya da liderliğin siyasi olarak hayatta kalmasını amaçlayan bir son olmadan savaş yürütme hakkı vermediği’ ifade edildi.
Akademisyenler, uzatılan savaşın ‘Gazze’deki siviller için çok büyük zararlar, açlık ve altyapının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde yok edilmesi’ anlamına gelmesinin yanı sıra, İsrailliler arasında da can kayıpları ve yaralanmalara yol açtığını, yüz binlerce kişiye zihinsel olarak zarar verdiğini, çok büyük ekonomik bir zarara yol açtığını ve hukukun üstünlüğünü çok ciddi bir şekilde geri götürdüğünü’ ifade etti.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)
